LAİKLİĞİ VE LAİK EĞİTİMİ HEDEF ALAN  POLİTİKA VE UYGULAMALARA DERHAL SON VERİLMELİDİR!

LAİKLİĞİ VE LAİK EĞİTİMİ HEDEF ALAN POLİTİKA VE UYGULAMALARA DERHAL SON VERİLMELİDİR!

  Türkiye’de siyasi iktidarın eğitim sistemini siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda, dini kural ve referanslara göre biçimlendirme isteği yetkili konumlardaki kişiler tarafından sıklıkla ifade edilmiştir, çeşitli uygulamalarla bu istek yaşama geçirilmiştir. Son yıllarda, Millî Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı, dini vakıf ve dernekler arasında çok sayıda iş birliği protokolü imzalanmıştır. Bu ortak projeler üzerinden eğitimi bilimsellikten uzaklaştırma süreci hızlandırılmış, doğrudan laik eğitimi ve laik yaşam tarzını hedef alan uygulamalar hayata geçirilmiştir.

 

Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı ortaokullar ve imam hatip okulları, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı il/ilçe spor müdürlükleri/Gençlik merkezleri ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Diyanet Gençlik Merkezleri iş birliğinde yürütülmekte olan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” (ÇEDES) kapsamında bir süredir ülke çapında toplantılar yapılmakta ve çeşitli kararlar alınmaktadır.

ÇEDES Projesi, etkin bileşeni din referanslı kurumlar olması nedeniyle laik-bilimsel eğitim anlayışına ve eğitim bilimlerine aykırı bir çerçevede hazırlanmış ve uygulanmaya başlamıştır.

Bu proje Milli Eğitim Müdürlükleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı il müftülükleri aracılığıyla okullara öğrencilerin sözde ‘manevi gelişimini desteklemek’ amacıyla ‘manevi danışman’ görevlendirmelerinin önünü açmaktadır. Bu bağlamda pedagojik eğitimi bulunmayan vaiz, imam hatip, Kur’an kursu öğreticileri, İzmir ve Eskişehir başta olmak üzere çeşitli illerde görevlendirilmeye başlanmıştır. Protokolde ifade edildiği biçimiyle, “öğrencilerin moral ve motivasyonlarını artırıcı rehberlik hizmetlerinde bulunan”  ‘manevi danışmanlara atfedilen kimi işlevler dört yıllık eğitim fakültesi mezunu psikolojik danışmanlarla, zaten yıllardır sürdürülmektedir.

 

ÇEDES projesi okulların çocuğun üstün yararı ve kamu yararına işlev görme niteliğini sekteye uğratmaktadır. Yine ÇEDES Projesi, öğrencilerin hem okulda hem de okul dışı ve yaz tatillerindeki geçirdiği zamanları ele geçirerek okulu ve öğrencileri dini referanslı eğitim anlayışı ile siyasallaştırmaktadır. Sorumlu kurumlarca yeterince denetlenmeyen, kamusal alana açık olmayan bu alanlarda çocuğa yönelik yaşam hakkı ihlali, fiziksel şiddet, ekonomik şiddet ve çocuk ihmali ve istismarı olaylarını kamuoyu yakından gözlemlemiştir.

 

 

 

 

 

 

 

 

Eğitimin bütün kademelerinde eğitimin niteliğini yükseltmek, çocukların özgür ve sağlıklı bireyler olarak yetiştirilmesi için somut adımlar atılması gerekmektedir. Ancak MEB, bugüne kadar yaptığı gibi, din ve inanç alanı gibi son derece hassas bir konuda “eğitim sistemini kendi siyasal-ideolojik çizgisi ve dini-kültürel ihtiyaçları doğrultusunda biçimlendirme hedefini hayata geçirmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığının merkezi aldığı kararlara ve imzaladığı protokollere paralel olarak yerellerde de Milli Eğitim Müdürlükleri benzeri uygulamalar içerisine girmektedir. Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü ile TÜRGEV arasında imzalanan protokolde de yaz okulu adı altında okul binalarının bu vakıf tarafından kullanılması söz konusudur. Milli Eğitim Bakanlığı kendi yapması gereken birçok eğitim çalışmasını vakıflara, derneklere, tarikatlara devrederek eğitimde büyük bir kaosun oluşmasına yol açmaktadır.

 

Eğitim kurumlarının herhangi bir şekilde dini içerikli proje ve etkinliklerin mekânı haline getirilmesinin okullara ve eğitim sistemine olumlu anlamda en küçük bir katkısının olmadığı açıktır. Okullarımız, farklı inanç gruplarının her birinin eşit değerde görülmesi gereken, hiçbir öğrencinin inancı ya da felsefi düşüncesi nedeniyle ayrımcılığa uğramadığı kurumlar olmak zorundadır. Öğrencilerin inancı ya da kimliği nedeniyle ötekileştirilmesine ve ayrımcı uygulamalarla karşı karşıya kalmasına neden olacak her türlü girişime son verilmelidir.

 

Laikliğin varlığı, din ve mezhep farklılıkları üzerinden farklı inançtan ve mezhepten insanların birbiriyle çatışmalarına son vermek, her inancın kendisiyle ve diğer inançlarla eşit haklar temelinde ilişki kurmasını güvence altına almak açısından önemlidir. Değişik din, mezhep, inanç ve dünya görüşünden insanların gerçek anlamda “eşit yurttaş” olarak kabul edilmesi, devletin bütün inançlara eşit mesafede ve tarafsız yaklaşmasına, günlük yaşamın her alanında okulda, üniversitede, işyerinde, sokakta, farklı kimlik, inanç ve dünya görüşleri arasında ayırım yapılmamasına bağlıdır. ÇEDES projesi bu yönüyle hem laikliğe hem de laik eğitim anlayışına temelden aykırılıklar içeren bir düzenlemedir.

Milli Eğitim Bakanlığı bu gerici projeleri hayata geçirmeden önce okullarda sağlıklı bilimsel bir eğitimin yapılabilmesinin çalışmasını yürütmelidir. Antalya Muratpaşa Lisesinde yaşanan ve basına yansıyan istismar vakası eğitimde geldiğimiz ibretlik durumu göstermektedir. İstismarı yaptığı iddia edilen ve çeşitli gazeteciler ve basın yayın kuruluşları tarafından belgeleri sunulan istismar faili hala okulda görevini sürdürmektedir. Açığa alınmamış ve istismara uğradığını söyleyen öğrenci ile aynı okulda bulunmaktadır. Çocuğun haklarını koruması gereken kişiler, yetkili kurumlar sessiz bir şekilde zamana oynuyorlar. Bu insanlık dışı korumacılığı kabul etmiyoruz. Müdür yardımcısı hemen görevden alınmalıdır. Bizler bu istismar olayının takipçisi olacağımızı bir kez daha buradan belirtiyoruz.

 

 

 

 

Milli Eğitim bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı, bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik ÇEDES ve benzeri uygulamalardan derhal vazgeçmelidir.

 

Çocuklarımız, ÇEDES ve benzeri projelerle siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerinin parçası haline getirilemez! Bu konuda eğitim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu birlikte tavır almaya ve ortak mücadeleye davet ediyoruz.

 

Bizler okulların laik ve bilimsel eğitimin mekânları olması için yürüttüğümüz mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.

 

EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI ANTALYA ŞUBESİ

ÖĞRENCİ VELİ DERNEĞİ (VELİ-DER) ANTALYA ŞUBESİ

HALKEVLERİ

ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU

PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ

ALEVİ KÜLTÜR DERNEKLERİ

HACI BEKTAŞ VELİ ANADOLU KÜLTÜR VAKFI

 

 

 

 

Sendikamızdan Haberler