BASINA VE KAMUOYUNA
23 Nisan günü biz Eğitim Sen olarak eşitliğin, özgürlüğün , barışın ve kardeşliğin egemen olduğu, tüm çocukların eşit koşullarda yaşadığı bir dünya umudumuzu söylerken İstanbul’un Küçükçekmece İlçesi’nin Kanarya Mahallesi’nde cinsel istismara uğradığı bildirilen 5 yaşındaki bir kız çocuğu hastanede tedavi altına alındı. Bu yaşanan istismar olayı ilk değil ve maalesef gerekli önlemler alınmaz ise son da olmayacağa benziyor. Türkiye’de çocuk istismarı, çocuklara yönelik cinsel saldırı suçları ‘Bir kereden bir şey olmaz’ diyenlerin aksine yaygın ve sistematik olarak işleniyor. Cinsel suçların yüzde 46’sı çocuklara karşı işlenirken her ay en az 650 çocuk cinsel istismara uğruyor, her yıl gerçekleşen resmi evliliklerin beşte birinde 18 yaş altındaki kız çocukları evlendiriliyor.
Pozantı, Ensar Vakfı, İzmir, Gerger ve Adıyaman başta olmak üzere yaşanan cinsel istismarların üzerini örtmeye yönelik açıklamalar, bademleme denerek müslümanlıkta yeri vardır yalanlarıyla halkı kandıran, cezasızlık veya indirimlerle koruyan yaklaşımlar,cinsel istismar ve cinsel saldırıların artmasına yol açarken, kadına ve çocuğa yönelik taciz, tecavüz ve katliamların AKP’nin cinsiyetçi politikalarından bağımsız olmadığını göstermektedir.
Çocuk istismarı ve ihmalinin toplumumuzda ne denli ciddi ve bir o kadar da örtük kalmış bir olgu olduğunu, istismarı önlemeye, ortadan kaldırmaya yönelik çalışmaları yaşama geçirmenin ne denli yaşamsal olduğunu bir kez daha göstermiştir.
İnsanlık olarak egemen sistemin beslediği ve beslendiği kötülüklere karşı durmalıyız. İnsani değerlere sahip çıkmalıyız. Çocuklarımıza istismar edilmeyecekleri bir hayat vermeliyiz. Çocuklarımızın sesine ses olmalıyız.
Kirli ellerini, çürümüş zihniyetlerini çocuklarımızın üstünden çekmeyenler bilsin ki yıllardır yürüttüğümüz kadın özgürlük mücadelesi ile kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve çocuk istismarlarının üstünün kapatılmasına ve meşrulaştırılmasına izin vermedik, vermeyeceğiz.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası olarak bizler; bu ve benzeri vakaların bir daha yaşanmaması için kalıcı çözümlerin bir an evvel hayata geçirilmesini, hukukun tecavüzcüleri korumak yerine adaleti tesis etmesini talep ediyoruz. Mahkemelerin çocukları ilgilendiren cinsel sömürü davalarında kararlarını verirken Türkiye’nin kabul ettiği sözleşmeleri hayata geçirmelerinin bir uluslararası ve insani yükümlülük olduğunu hatırlatıyor, çocuk istismarı ile ilgili davaların takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz.
Kamusal, parasız, demokratik, nitelikli, bilimsel ve anadilinde eğitim hakkının önündeki engellerin kaldırılması, cinsiyetçi ve cinsel saldırıları körükleyen zihniyetin değişmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Gülçin KESER BALIK
KADIN SEKRETERİ