4-5 Mart 2021 Tarihlerinde  Kokart Takıyoruz

4-5 Mart 2021 Tarihlerinde Kokart Takıyoruz

Okulların fiziki koşulları hazırlanmadan , öğretmenlerin aşılanması yapılmadan  ve gerekli diğer önlem ve tedbirler alınmadan  eğitimin-öğretimin  başlatılmasına karşı; genel merkezimizin hazırlamış olduğu ekteki dilekçelerin okul müdürlüklerine verilmesi ve 4-5 mart 2021 tarihlerinde kokartların çoğaltılarak iki gün tüm eğitim emekçilerinin takmasının sağlanması için gereğini yapılmasını bekleriz.

 

İŞYERLERİMİZE VERİLECEK DİLEKÇE 

 

…………………………  MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜNE

GÖNDERİLMEK ÜZERE

…………………………….. OKULU MÜDÜRLÜĞÜNE

 

Milli Eğitim Bakanlığının “Yerinde Karar Sürecinde Eğitim Kurumlarının Açılma Ve Uygulama Kriterleri” başlıklı açıklamasında;

2 Mart Salı günü itibariyle tüm okul öncesi eğitim kurumlarında, ilkokullarda, 8 ve 12. sınıflarda ülke genelinde yüz yüze eğitime başlanılacağı, düşük ve orta riskli olarak tanımlanan illerde tüm okul öncesi eğitim kurumlarında, ilkokullarda, ortaokullarda ve liselerde yüz yüze eğitimin  gerçekleştirileceği,  yüksek ve çok yüksek riskli olarak tanımlanan illerde yüz yüze eğitime; okul öncesi eğitim kurumlarında tam zamanlı,  ilkokullarda seyreltilmiş gruplar halinde haftada iki (2) gün, 8. sınıflarda seyreltilmiş gruplar halinde haftada 12-22 saat,  12. sınıflarda seyreltilmiş gruplar halinde haftada 16-24 saat olarak başlanacağı,  özel gereksinimli öğrenciler için hizmet veren özel eğitim okul ve sınıfları ülke genelinde tam zamanlı olarak yüz yüze eğitime başlayacağına yer verilmiştir.

Uygun şartlar oluşturulması halinde öğrencilerimle yüz yüze eğitim yapmak benim de en büyük arzumdur.

Ancak COVID-19 Virüsü salgının risk teşkil ettiği koşullar ortadan kalkmamış, kamuoyuna duyurulmasına rağmen eğitim ve bilim işkolu emekçilerinin 1. doz aşıları dahi tamamlanmamış, salgının yayılmaması için  eğitim ve bilim iş kolu çalışanlarının korunmasını sağlayıcı tedbirler alınmamıştır.  Bu durum başta benim, öğrencilerimin, ailemin ve öğrenci velilerinin ve toplumun sağlıklı yaşam hakkını tehdit etmektedir.

Şöyle ki;

Anayasanın 2. Maddesine Sosyal devlet ilkesi gereği sağlıklı olma ve sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı tüm yurttaşların Anayasal hakkıdır.

Anayasanın 17. Maddesinde, Herkesin, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu; 56. Maddesinde,  herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu, Devlet’in herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamakla yükümlü olduğu hüküm altına alınmıştır.  Devletin yükümlülüğü, kişilerin ruhen ve bedenen sağlıklı yaşamasını, sağlıklarını tehdit eden risklerden korunması için gerekli önlemleri almayı da içermektedir.

Anayasa Mahkemesi, çeşitli kararlarında Anayasanın 17. ve 56. Maddesini açıklamış, “kimselerin ‘yaşama hakkı’ bakımından birbirlerine bir üstünlük sağlamaması” gerektiğini ifade ederek,  “Kişinin yaşam, maddi ve manevi varlığını koruma hakkının  devredilmez, vazgeçilmez temel haklardan olduğunu bu haklara karşı olan her türlü engelin ortadan kaldırılması da devlete ödev olarak verildiğini,…kişilerin kutsal olan can ve sağlığının korunması en önemli bir ödev olarak Anayasa tarafından devlete verildiğini”  vurgulamıştır.

657 sayılı Kanunun “Devlet memurlarının görev ve sorumlulukları” başlıklı 11. Maddesinde,

Devlet memuru amirinden aldığı emri, Anayasa, kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Amir emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, memur bu emri yapmağa mecburdur. Ancak emrin yerine getirilmesinden doğacak sorumluluk emri verene aittir.

Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.

Acele hallerde kamu düzeninin ve kamu güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen düzenlemeler gereği risk altında görev yapmam sağlıklı yaşam hakkıma müdahaledir. Benim, aile bireylerimin, öğrencilerimin ve öğrenci velilerinin hastalanması haline idarenin hukuksal sorumluluğu açıktır.

Yüz yüze eğitim risk durumuna göre 2 Mart 2021 tarihi itibariyle çeşitli düzeylerde başlamıştır.  Ben …………   riskli bir bölge olarak kodlanan ……………ilinde  ……………… okulunda öğretmen olarak görev yapmaktayım. ……………………………. Günleri yüz yüze ders görevim bulunmaktadır. Salgın hastalıktan korunmak, en azından hafif atlatabilmek için iki doz aşının yapılması ve bağışıklık sağlanması için belirli bir sürenin geçmesi zorunludur. Halen aşı olmadım. Tarafıma aşı randevusu dahi verilmedi.

Açıklanan nedenlerle telafisi imkansız mağduriyetlerin oluşmaması için; her iki doz aşının bir an önce yapılmasını arz ve talep ederim.

 

İmza

Ad- Soyad

 

 

 

Sendikamızdan Haberler