Eğitim Sen Antalya Şubesinin her yıl düzenlediği kompozisyon yarışmasının bu yılki teması “Geleceğin Dünyası”ydı. Yarışma, Muratpaşa Belediyesi Kültür Salonunda 11 Haziran 2022 tarihinde gerçekleştirilen ödül töreniyle sona erdi. Sunuculuğunu Şube Sekreteri Güneş Adsız’ın üstlendiği yarışma töreni Eğitim Sen üyesi Duygu Başbağ ve Ferhat Başbağ’ın etkileyici ezgileriyle başladı.
“Teknolojinin baş döndürücü bir hızla geliştiği, dünyamızın neredeyse aynı hızla yok olduğu, iklim krizi, kuraklık, kıtlık, savaşlarla boğuştuğumuz bir zaman diliminde yaşıyoruz. Yalnızca hayatta kalabilmek için mücadele eden insanların çoğunluğu oluşturduğu günümüzde karamsar bir tabloyla karşı karşıyayız ama gidebileceğimiz, üzerinde yaşayabileceğimiz başka bir dünya da yok. O zaman tek seçeneğimiz kalıyor: Dünyamızı, eşit ve özgür yaşadığımız bir yuva haline getirmek. Geleceğimizi kendi ellerimizle kurmak.” düşüncesinin dile getirildiği ödül töreninde Eğitim Sen Antalya Şubesi adına Şube Başkanı Nurettin Sönmez, Muratpaşa Belediyesi adına Belediye Başkan Vekili Hüseyin Sarı yarışmayla ilgili duygu ve düşüncelerini paylaştı.
Yarışmada birinciliği kazanan Alanya Oba Nazmi Yılmaz Anadolu Lisesi öğrencisi Ceyda Etyemez ödülünü Belediye Başkan Vekili Hüseyin Sarı’nın elinden aldı. Yarışmanın ikincisi ödülünü Eğitim Sen Şube Başkanı Nurettin Sönmez’den alan Alanya Avsallar Recep Karaca ÇPAL’den Hakan Öztürk oldu. Yarışmanın üçüncüsü Antalya Anadolu Lisesi öğrencisi Sezin Köktürk ödülünü Seçici Kurul Üyesi Ayten Bayar’dan aldı.
Adem Tolunay Anadolu Lisesinden Rojin Bakan, Dr. İlhami Tankut Anadolu Lisesinden Fatma Mina Çağırgan, Yavuz Selim Anadolu Lisesinden Sıla Uğur, Halil Akyüz Anadolu Lisesinden Beyzanur Zerey, Kemer Ünal Aysan Anadolu Lisesinden Helin Demir mansiyona layık görüldü. Mansiyon alan öğrencilerin ödülleri Eğitim Sen Antalya Şubesinin önceki dönemlerinde başkanlık görevini yerine getiren Kadir Öztürk, Kadir Zeybek, Ali İhsan Görmez, Yavuz Selim Anadolu Lisesi Müdürü Alim Zeybek ve Şube Eğitim Sekreteri Ramazan Güler tarafından verildi.
Yarışmaya katılan diğer öğrencilere kitap setleri ve katılım belgelerinin öğretmenleri tarafından verildiği tören fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Yarışmanın birincisi Ceyda Etyemez’in eseri
DÜN, BUGÜN VE SONRA
Dünya “değişmenin” ocağıdır. Her döngü bu ocakta hayat bulur. Su buharlaşır, yoğunlaşır, yere düşer ve bu yolu tekrar eder. Kendi ekseni etrafında dönerken de Güneş’i çevrelerken de Dünya döner ve değişir. Teoriye göre Güneş’ten kopan bir parçadır, yörüngesini bulana kadar dönmüştür. Güneş’in sıcaklığını dönerken düşürmüş, zamanla yüzeyindeki lavlar kara tabakası olmuştur. Bizler ortalama 60 bin yıldır bu gezegendeyiz ve varlığımız burası için değişimi hızlandırmıştır. İlk insanlardan bu yana attığımız adımlar Dünya’yı ve çevresini şekillendirmiş, geliştirmiş, yok etmiş, yeniden yapılandırmıştır. Dünün geleceği, yani bugün, insanın eseridir.
Geleceği yorumlayabilmek, geçmişi analiz edebilmekten geçer. Yarının kültüründe neyin etkili olacağını, biliminin nereye varacağını, doğasında nelerin kalacağını, toplumunu kimlerin oluşturacağını biraz tarih okuyabilenler kolaylıkla söyleyebilecektir. Dün, Anadolu coğrafyasında bir çift öküzün önemini Friglerin yasalarında görürüz. Toprak değerlidir, tarım önemlidir. Bugün ise aynı toprak, birkaç ton petrolden daha az değerlidir. Çünkü petrol bugünü şekillendiren çizgilerden biridir. Yarın bu çizgi su olur, belki orman… İnsanın gözü nereye dikilmişse o önem kazanır. Gözlerimiz de sürekli baktığı yeri değiştirir. Çünkü dünya bir değişim içindedir.
Değişim sadece maddenin formunda olmaz. Bir matematik formülünde değişken sayıyı da değiştiririz. Dil kurallarına göre bir kelimeye eklenen ek, ondan önceki harfi değiştirebilir. Kimyada iyonlar da değişebilir. Biyolojide, hücre bölünürken nükleotidler de yer değiştirebilir. İnsanların algıları da değişir. Dün insanlık ter kokusunu çok beğenirdi. Napolyon mektubunda karısına, “Üç güne seferden dönüyorum, sakın yıkanma.” derken büyük bir aşk duyuyordu. Sevgilinin kendine has kokusu onu, o çağdaki erkekleri ve kadınları mest ederdi. Bugün parfüm sektörü çok gelişmiş, insanlar kendi kokularından çok başka koku vericileri imza kokuları olarak kabul etmiştir. Kim bilir belki yarın, kokusuzluk isteği doğal norma dönüşebilir ve belki sonra yeni bir doğal, yeni bir dün, yeni bir yarın…
Hitler’in, Musoli’in, Kral 4. Henry’nin, Çar Nikolay’ın, Aksak Timur’un, Yıldırım Beyazıt’ın yürüdükleri yol liderlik yoludur. Hepsi önderdir ve inandıkları şeyler uğruna kitleleri peşlerinden sürüklemişlerdir. Dün krallar, çarlar, emirler, sultanlar sorgulanmaz ve itaat edilirken bugün başkanlar seçilir, sorgulanır, hesap sorulur. Geleceğin dünyasında doğru fikrin peşinden dahi olsa çevresine insan toplayabilecek güçler olmayabilir. Bir devlet mekanizması işlevini yitirip yerine toplulukları idare eden teknoloji düzeni kurulabilir. Belki de yaşanacak büyük bir değişiklik bizi en başa döndürebilir.
Her değişimi etkileyen faktörler vardır ve bunlar değişmezlik içinde olabilir. Bazı kanunlar buna örnektir. İnsan öldürmek suçtur, cezası bellidir. Ama insanı kimin, nasıl, nerede, ne zaman öldürdüğü cezayı değiştirebilir. Ceza değişmiş olabilir. Suç değişmemiştir. Fizik kuralları da buna örnektir. Taşı kırabilirsiniz. Toz ve ufalanmış çakıllar kalır. Taşın formu değişmiştir. Ama kırılma yasası devam etmiştir. Bunlar dün de böyleydi. Muhtemelen yarın da böyle olacaktır.
Kısaca, değişimler geleceğin dünyasını şekillendirecektir. Doğasını, kültürünü, toplumunu, bilimini etkileyecektir. Ancak hepsinin birer koruması vardır. Doğa kanunları, bilimin yasaları, toplumun kuralları, kültürün yazgıları. Doğa yaşatmak için, bilim geliştirmek için, toplum ilerlemek için, kültür devam ettirmek için kendini korumaya alır. Bunu da belli değişmezlerle yapar. Geri kalanlar, değişim ocağının ateşinde yanacaktır. Bu yanma, onları öze yani kendilerine götürecektir. Dün ve bugünün gerçeğini doğru anlayanlar geleceğin dünyasını da tahmin edebilirler. Geleceğin dünyasını tahmin etmekten çok daha fazlası da vardır: Onu yazabilmek. 60 bin yıldır değişen ne varsa bizim elimizle yaşanmıştır. Bir hayvan için dün ve bugün kavramı yoktur. Dolayısıyla dünün ne olduğu, yarının ne olacağı yapı taşı insan olan toplumun sorularıdır. Bu sorulara doğru cevap vermek sonrayı şekillendirmek için yerinde bir adım olacaktır. İnsan, dünyanın doğal döngüsüne entegre olabilme ölçüsünde kendini ve yaşamı korumayı, iyileştirmeyi başaracaktır. Sadece dünyayla, yaşamla, doğayla bir olmuş insanın imzası parlayacaktır geleceğin aydınlık resminin altında.
Ceyda ETYEMEZ 908 12/D
ALANYA OBA NAZMİ YILMAZ ANADOLU LİSESİ
