tadır.
Veliler, bir öğrencinin okul masraflarını karşılamak için temel kırtasiye malzemelerinden okul kıyafetlerine, spor ayakkabısından beslenme masraflarına kadar geniş bir yelpazede harcama yapmak zorunda kalmaktadır. 2024-2025 eğitim-öğretim yılında bu masraflar, geçen yıla kıyasla önemli ölçüde artmıştır. Geçtiğimiz iki yıldaki fiyat karşılaştırması, çocuğunu devlet okuluna gönderen velilerin sırtındaki yükün belirgin şekilde artmaya başladığını göstermektedir.

Tablodan da görüldüğü üzere, son bir yıl içinde temel kırtasiye ve okul ihtiyaçlarında en az yüzde 50 ile yüzde 70 arasında değişen oranlarda artışlar yaşanmıştır. Özellikle okul çantası, spor ayakkabısı ve defter gibi temel ürünlerdeki fiyat artışları dikkat çekmektedir. Bu masraflar, her öğrenci için ayrı ayrı düşünüldüğünde, bir ailenin bütçesi üzerindeki yük daha da ağırlaşmaktadır. Örneğin, bir ailenin iki çocuk için okul alışverişi yapması gerektiğinde masraflar iki katına çıkmakta ve bu durum velilerin maddi anlamda büyük zorluklar yaşamasına neden olmaktadır.
2024-2025 eğitim öğretim yılı başında bir okul çantasını doldurmanın toplam maliyeti, öğrencinin sınıf seviyesine ve ihtiyaçlarına bağlı olarak değişmektedir. İlkokul öğrencisi için temel kırtasiye malzemeleri, çanta ve diğer gereksinimler hesaba katıldığında toplam maliyet 3.000 TL ila 5.000 TL arasında değişmektedir. Ortaokul ve lise öğrencileri için bu maliyet 6.000 TL’yi geçmiştir. Eğer teknolojiye yönelik ihtiyaçlar (tablet, hesap makinası vb) da eklenirse, bu rakamlar 10.000 TL’nin üzerine çıkmaktadır. Eğitim masraflarındaki artışlar, özellikle düşük gelirli ailelerin çocuklarının eğitime erişim imkanlarını ciddi anlamda tehdit etmektedir. Birçok aile, yaşanan hayat pahalılığı nedeniyle çocuklarının en temel okul ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale gelmiştir.
Her geçen yıl artan okul ve kırtasiye masrafları, eğitime erişimde yaşanan eşitsizlikleri derinleştirmektedir. Dar gelirli ailelerin çocukları, bu masrafları karşılayamadıkları için eğitimde dezavantajlı duruma düşmektedir. Özellikle kırsal bölgelerde ve düşük gelirli semtlerde yaşayan öğrenciler, kırtasiye malzemelerine, okul kıyafetlerine ve beslenme gibi temel ihtiyaçlara ulaşmakta zorlanmaktadır. Veliler, sadece okul ve kırtasiye masraflarıyla değil, aynı zamanda beslenme, ulaşım ve diğer eğitim dışı giderlerle de mücadele etmektedir. Bu durum, özellikle dar gelirli ailelerin çocuklarına nitelikli eğitim sağlama konusunda büyük zorluklarla karşı karşıya bırakmaktadır.
Okul ihtiyaçlarının karşılanamaması, sadece eğitimde başarıyı değil, öğrencinin okula olan motivasyonunu ve aidiyet duygusunu da olumsuz etkilemektedir. Örneğin, yeterli beslenemeyen bir öğrenci, derslerde konsantre olmakta zorlanmakta ve öğrenme sürecinde akranlarından geri kalabilmektedir. Benzer şekilde, diğer öğrencilerle kıyaslandığında eski ya da yetersiz kıyafet ve kırtasiye malzemelerine sahip olmak, öğrenciler arasında sosyal uyumsuzluklara ve psikolojik baskılara neden olmaktadır. Bu durum öğrencilerin okul ortamındaki uyumunu ve akademik başarısını doğrudan etkileyici sonuçlar ortaya çıkarmaktadır.
Veliler, çocuklarının eğitimi için gerek ders kitaplarından kırtasiye malzemelerine gerekse servis ve beslenme gibi temel ihtiyaçlara kadar birçok masrafı üstlenmek zorundadır. Bir öğrencinin eğitim hayatı boyunca sadece kırtasiye değil, okul servis ücretleri, kıyafetler, ek kurslar ve sınav hazırlık malzemeleri gibi birçok ek masrafı da bulunmaktadır. Özellikle büyükşehirlerde yaşayan aileler için bu masraflar, daha da yüksektir.
Özel okulda okuyan öğrencilerin velileri ise bu masrafların yanında okul ücretleri ve servis giderleriyle baş etmek zorundadır. Her geçen yıl artan ve velilerin üzerinde ciddi bir yük haline gelen eğitim masrafları ülkede yaşanan ekonomik zorlukların ne kadar derinleştiğini ve özellikle dar gelirli ailelerin eğitim masrafları karşısında ne kadar zorlandığını göstermektedir.
Gerekli önlemler alınmadığı ve veliler bu yükü taşıyamadığı için çocuklarını okuldan uzaklaştırmakta, maddi yükün bir kısmını çocuklara yüklemekte, Milli eğitim Bakanlığı ise yaptığı MESEM uygulamasıyla bunun önünü açmaktadır. Okul çağında ki çocuklarımız MESEM yoluyla ciddi bir çocuk emeği sömürüsü ile karşı karşıya kalmakta hatta iş cinayetlerine kurban edilmektedir. Geçtiğimiz yıl okul çağındaki bir çok çocuk iş kazalarında hayatını yitirmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı ÇEDES ve yeni Müfredat ile derslerin içeriklerini ve ders saatlerini değiştirerek kendi ideolojisine hizmet edecek insan tipi yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Bilimden, sanatdan, düşünmekten ve sorgulamaktan uzak; düşünmeyen sorgulamayan kayıtsız şartsız her şeyi kabul eden biatçı bir nesil oluşturma çabasındadır. Milli ve manevi değerler kavramlarının arkasına saklanarak ataerkil toplum düzenini hayata geçirmeye çalışmaktadır. Kadını yok sayan erkek egemen zihniyeti yerleştirmeye çalışan bu cinsiyetçi ve gerici anlayış reddediyoruz.

Eğitim hakkı her çocuğun temel hakkı olmasına rağmen artan eğitim masrafları ve Meb’in uygulamaları bu temel hakkın kullanılabilirliğini giderek zorlaştırmaktadır. Devlet, her bireyin eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanmasını sağlamakla yükümlüdür. Eğitim masraflarının devlet tarafından üstlenilmesi, ailelerin üzerindeki maddi yükü hafifletecek, aynı zamanda çocukların eğitime daha iyi odaklanmalarını ve nitelikli bir eğitim almalarını mümkün kılacaktır.
Eğitimde giderek artan piyasalaştırma ve ticarileştirme politikaları yerine, bilimsel laik anadilinde kamusal eğitim anlayışı benimsenerek eğitime erişimin önündeki tüm engeller kaldırılmalı ve tüm öğrencilerin eşit şartlarda eğitim alması için gerekli adımlar acilen atılmalıdır.

Sendikamızdan Haberler